Hakan Altınay, uluslararası alanda saygı gören bir akademisyen, Türkiye Açık Toplum Vakfı’nın kurucu direktörü, Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu yöneticisi, Anadolu Kültür yönetim kurulu üyesi ve Global Civics Academy’nin (Küresel Yurttaşlık Akademisi) Başkanı. 2018’de akademi ve sivil toplum çevresinden 12 kişiyle birlikte gözaltına alındı, Gezi Davası’nda hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten 18 yıl hapis cezası aldı. Yargı sürecinin devam etmesine rağmen şu anda Silivri Cezaevinde tutuklu bulunuyor.  

Hakan Altınay 1968 İstanbul doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi’nde siyaset bilimi, Oslo Üniversitesi’nde sosyal antropoloji ve New School’da siyaset bilimi eğitimi aldı. Akademik çalışmalarını Yale Üniversitesinde sürdürdü. Eğitim sonrası 10 yıl kadar uluslararası sivil toplum kuruluşlarında çalıştı. 2001’deki kuruluşundan itibaren Açık Toplum Enstitüsü Türkiye’nin genel müdürlüğü’nü yaptı. 

“Global Civics: Responsibilities and Rights In an Interconnected World” adlı kitabı, Yale'deyken yaptığı çalışmaları yansıtıyor ve 2011'de Brookings Enstitüsü tarafından yayımlandı. Daha sonra Arapça, Çince, Portekizce, Rusça ve İspanyolca'ya çevrildi. Kitap ayrıca, Jian Yi'nin yönettiği ve 110 ülkede izleyiciyle buluşan bir belgesele de öncülük etti. Altınay’ın yazıları Financial Times, International Herald Tribune, New York Times ve Project Syndicate gibi önemli haber/görüş mecralarında yayımlandı. 

16 Kasım 2018 Cuma günü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında sivil toplum çalışanları ve akademisyenlere yönelik bir operasyon yapıldı ve 12 kişiyle birlikte gözaltına alındı. O gün gözaltına alınan isimler arasında daha sonra Gezi Davası’nda kendisiyle birlikte yargılanacak olan Yiğit Ali Ekmekçi, Yiğit Aksakoğlu, Mine Özerden ve Çiğdem Mater de bulunuyordu.

Operasyonla ilgili açıklama yapan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Osman Kavala’nın Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür’ü kullanarak Gezi eylemlerini organize ve finanse ettiğini iddia etti. Yöneltilen suçlamalar arasında, “Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantı düzenlemek”, “Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirmek”, “Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşaması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasını amaçlamak” vardı. 

FETÖ/PDY üyeliğinden aranan savcı Muammer Akkaş’ın topladığı delillerin de yer aldığı soruşturma 2019 yılında tamamlandı. 19 Şubat 2019 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Gezi Parkı protestolarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında iddianamenin tamamlanarak İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildiğini açıkladı. 4 Mart 2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi kendisine gönderilen iddianameyi kabul etti. 657 sayfadan oluşan bu iddianamede, aralarında 1 Kasım 2017’den beri tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın ve Kasım 2018’de gözaltına alınan biri tutuklu dört kişinin de (Çiğdem Mater Utku, Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi) yer aldığı 16 kişi, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” ile suçlandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istendi. 

Davanın ilk duruşması 24-25 Haziran 2019 tarihlerinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Duruşmada hazır bulunan dokuz kişinin savunmalarını yaptığı duruşma sonucunda mahkeme heyeti Yiğit Aksakoğlu’nun tahliyesine ve hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına, davanın diğer tutuklu sanığı Osman Kavala’nın tutukluluğunun ise devamına karar verdi.

Savcı 6 Şubat 2020’de açıkladığı mütalaasında; 

  • haklarında yakalama kararı bulunan Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora ve İnanç Ekmekçi hakkındaki kovuşturmanın dosyadan tefrik edilerek haklarındaki yakalama kararının infazının beklenmesini, 
  • Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve Mücella Yapıcı’nın TCK’nin 312. maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ” suçundan cezalandırılmasını, 
  • Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise TCK’nin 312. maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçunu TCK’nin 39. maddesi uyarınca yardım eden sıfatıyla işlemekten cezalandırılmasını istedi.

Davanın 18 Şubat 2020’deki 6. duruşmasında Osman Kavala ve diğer 8 sanık hakkında beraat kararı verildi.

22 Ocak 2021’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, Gezi Davası’nda verilen beraat kararlarını kaldırdı. Daire, dava dosyasının yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Eksik delillerin sağlanması ile yargılamanın devamına karar verildi. Kavala’yı yargılayan İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Şubat 2021’deki duruşmada “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “siyasal ve askeri casusluk” suçlamalarıyla açılan davanın Gezi davasıyla birleştirilmesine karar verdi.

28 Nisan 2021‘de bir başka birleştirme kararı geldi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ iddiasıyla yargılanan ve ‘yurtdışında oldukları için’ dosyası ayrılan Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin ayrılan dosyalarının Osman Kavala’nın da yargılandığı ana dava dosyasıyla yeniden birleştirilmesine hükmetti.

28 Temmuz 2021‘de, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından beraat kararlarını bozmasının ardından Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın, Gezi eylemleri nedeniyle yargılandığı davanın, Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilmesine onay verildi. Yargıtay, her iki davanın birleştirilmesini istemişti.

Birleştirilmiş dosyaların 8 Ekim’deki duruşmasında, Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar dosyaların yeniden ayrılmasını ve müvekkilinin tahliyesini istedi. Savcı ise mütalaasında, Kavala’nın suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Kavala’nın ‘kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin olduğu’ gerekçesiyle tutukluluğuna devam kararı verdi.

Birleştirilmiş davanın beşinci duruşması 21 Şubat 2022’de yapıldı. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, dosyalarına ayrılmasına karar verdi.

4 Mart 2022‘de mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, tutuklu yargılanan Osman Kavala ile tutuksuz sanık Mücella Yapıcı’nın, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlaması ile ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” suçlaması ile 15 yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Davanın karar duruşması 22 ve 25 Nisan 2022‘de yapıldı. Hakan Altınay, savunmasına “Savcının iddianamesini okudum ama neyle suçlandığımı anlamakta zorlanıyorum. İddianame suçu kanıtlarıyla ortaya koymadığı halde sanırım kendimi aklamalıyım” diyerek başladı ve “Sadece beraatımı talep etmiyorum, kallâvî bir özür de bekliyorum” diyerek bitirdi. 

 Mahkeme, Osman Kavala’nın hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs (TCK 312) suçlamasından, takdir indirimi olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmasına,  Çiğdem Mater, Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve Yiğit Ali Emekçi’nin hükümeti ortaya kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve tutuklamalarına karar verildi. Altınay’la birlikte Yapıcı, Mater, Özerden, Kahraman ve Atalay o gün tutuklandı. 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3'ncü Ceza Dairesi, 28 Aralık 2022'de Altınay'a verilen 18 yıl hapis cezası kararını yerinde bulduğunu açıklayarak onadı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, verilen hükümlere ilişkin yapılan itirazı 28 Eylül 2023 tarihinde karara bağladı. Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18 yıl hapis cezasını onarken, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Mücella Yapıcı’ya verilen 18 yıl hapis cezalarını bozdu. Mücella Yapıcı ile Ali Hakan Altınay’ın adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 

Bu üç ismin 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten yeniden yargılanmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 21 Şubat 2024'te başlandı. Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin beraat yönündeki bozma kararına uydu. Hakan Altınay, Yiğit Ekmekçi ve Mücella Yapıcı halkındaki adli kontrol kararlarını kaldırdı. Bir sonraki duruşma 22 Mayıs 2024'te.